Son yıllarda dünya genelinde çocuk suçluluğunun artışı, toplumların en büyük sorunlarından biri haline geldi. Ülkeler, gençlerin suça sürüklenmesi ve bu durumun ardındaki sebepler üzerinde ciddi bir endişe taşırken, Türkiye de bu konuda geri kalmıyor. 2021-2023 yılları arasında yapılan araştırmalar, tam olarak 612 bin 651 çocuğun suça karıştığını ortaya koydu. Bu yüksek rakamlar, sadece bireysel bir sorun değil, aynı zamanda toplumsal bir kriz durumunu da gözler önüne seriyor.
Çocuk suça sürüklenmesinin birçok nedeni var. Aile yapısındaki bozulmalar, ekonomik durum, eğitim düzeyi ve çevresel etkenler, çocukların suça yönelmesinde etkili olan faktörler arasında sıralanıyor. Özellikle, ailesel ilişkilerin zayıflaması ve yetersiz ekonomik durum, çocukların sağlıklı bir gelişim sürecinden uzaklaşmasına yol açabiliyor. Bu durum, onları arkadaş çevresinin etkisine ve kötü alışkanlıklara daha açık hale getiriyor.
Erken yaşta yaşanan travmalar, cinsel istismar ve fiziksel şiddet gibi olumsuz durumlar da çocukların suça sürüklenmesinde kritik bir rol oynuyor. Bu tür olaylardan geçmiş olan çocuklar, psikolojik olarak derin yaralar taşıdığı için sağlıklı bir birey olma potansiyelleri düşüyor. Dolayısıyla, bu çocukların suça itilmerisinde, aile ve toplumun ne denli sağlam temeller üzerine kurulu olduğunun farkında olmak gerek.
Bu sorunun çözümü için atılması gereken adımlar ise oldukça kritik. Ailelerin güçlendirilmesi, ekonomik destek projeleri ve çocuklar için sosyal etkinliklerin arttırılması, suça eğilimi azaltmada etkili stratejiler arasında yer alıyor. Örneğin, devlet ve özel sektör işbirliğiyle hayata geçirilecek sosyal projeler, çocukların sağlıklı bir ortamda büyümesine katkı sağlayabilir. Bu projelerin temel amacı, çocukların hem eğlenebileceği hem de öğrenebileceği aktiviteler sunarak, onları zararlı alışkanlıklardan uzak tutmaktır.
Diğer bir çözüm ise eğitim sisteminin güçlendirilmesidir. Eğitim, bireylerin hayata daha olumlu bir perspektiften bakmalarını sağlar. Okulda verilen değerler eğitimi, sosyal sorumluluk bilinci aşılamada önemli bir rol oynar. Çocuklar, birlikte hareket etmenin ve dayanışmanın önemini öğrenerek, daha sağlıklı bireyler olarak topluma kazandırılabilir.
Sonuç olarak, 612 bin 651 çocuğun suça sürüklenmesi, sadece onların geleceğini değil, tüm toplumun geleceğini tehdit eden bir durumdur. Bu sorunu çözebilmek için ailelerin, toplumun ve hükümetin birlikte hareket etmesi gerekmektedir. Yalnızca bu şekilde, çocuklarımızın güvenli bir ortamda büyümeleri sağlanabilir ve suça eğilimleri azaltılabilir. Unutulmamalıdır ki, çocuklar toplumun geleceği ve onlara yapılacak yatırımlar, ülkenin geleceğine yapılacak en büyük yatırımdır.